Tansu Çiller'in Erzurum Mitingi Gafı, 1995 genel seçimleri öncesinde Tansu Çiller'in Erzurum'da yaptığı bir mitingde yaşanan ve büyük yankı uyandıran bir olaydır. Bu olay, Çiller'in siyasi kariyerinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve Türk siyasi tarihinde unutulmaz bir yer edinmiştir.
1990'lı yıllar, Türkiye için siyasi ve ekonomik açıdan çalkantılı bir dönemdi. Koalisyon hükümetleri sık sık değişiyor, ekonomik istikrarsızlık ve terör olayları ülkeyi derinden etkiliyordu. Tansu Çiller, 1993 yılında Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilmesiyle boşalan Doğru Yol Partisi (DYP) genel başkanlığına seçilmiş ve Türkiye'nin ilk kadın başbakanı olmuştu. Çiller, genç ve dinamik imajıyla dikkat çekiyor ve modernleşme vaatleriyle halkın ilgisini çekiyordu.
1995 genel seçimleri yaklaşırken, Tansu Çiller, DYP'nin oylarını artırmak amacıyla Türkiye'nin çeşitli illerinde mitingler düzenlemeye başladı. Erzurum mitingi de bu kapsamda planlanmıştı. Miting sırasında, Çiller'in konuşması esnasında yaşanan bir olay, mitingin ve seçim kampanyasının seyrini değiştirdi.
Çiller, Erzurum halkına hitap ederken, "Erzurum'u Erzurum yapan ne biliyor musunuz? Erzurum'u Erzurum yapan Erzurum'dur!" şeklinde bir ifade kullandı. Bu sözler, anlamsızlığı ve basitliği nedeniyle kısa sürede büyük tepki çekti ve alay konusu oldu. Gaf, medyanın ve muhalefet partilerinin diline düştü ve Çiller'in aleyhine yoğun bir propaganda yapılmasına neden oldu.
Tansu Çiller'in bu sözleri, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık ve hayretle karşılandı. Özellikle mizah dergileri ve televizyon programları, bu gafı sıklıkla işledi ve Çiller'in imajı olumsuz yönde etkilendi. Muhalefet partileri, bu gafı Çiller'in yetersizliği ve popülist yaklaşımlarının bir kanıtı olarak değerlendirdi.
Mitingin ardından, DYP'nin seçim kampanyası büyük ölçüde zarar gördü. Seçim sonuçlarında da DYP, beklenen başarıyı gösteremedi ve Tansu Çiller'in başbakanlık görevi sona erdi.
Tansu Çiller'in Erzurum mitinginde yaptığı gaf, Türk siyasi tarihine "siyasi gaf" kavramının en bilinen örneklerinden biri olarak geçmiştir. Bu olay, bir siyasetçinin tek bir sözünün, kariyerini nasıl etkileyebileceğini gösteren önemli bir örnektir. Aynı zamanda, medyanın ve kamuoyunun siyasi figürleri ne kadar yakından takip ettiğini ve hataların ne kadar hızlı bir şekilde yayılabileceğini de ortaya koymaktadır.